bu gun saatlerce ugraştım, kendini akıllı ve yabancı dusuncelere acık biri olarak tanımlayan, daha dogurusu tanımlamak diilde içten ice buna inanan insanlardan birne anlatmaya, simdide size deniycem, cunku bana genel olark 'tamamda bişi demiyosun ki sen' diyodu,, başkada bişey demiyodu.
hani şeyi sordum, acaba hala farkında olan insnalar varmı dedim kitabı soldan acmakla sagdan acmayı ayıran şeylerimizi kaybediyoruz. o şeylerin bi ismi yok ama dedim, hani varya, dedim. önceden hadi kagıt bulunmuş parşomenler ust uste konmuş, papiruslar rulo yapılıp saklanmıs, sonra da dogal gereksnim olarak bu ust uste duran kagıt parcalarından kitap yapma ihtiyacı dogmuş. işte bi kac cumleyle yazdıgım bu şeyler yuzyıllarca surede ancak oluyo, hani bi dede, kendi kucuklugunde kagıt isiyle ugraşan bi akrabası neysi bişeysi varsa ogreniyo bişiler, o torununna kadar aynısnı aktarıyoo, ki bu arada bisuru başka hayatlarda var. ama neticede o yuzyıllar suren arada birileri diyoki meslea artık bunnu kitap yapalım, o ne? kitap die bisi yok, birileri diyoki bunları ustuste koyup baglyalım yan cevirip tek tek okuruz, beri ki diyo ki niye hepsni elinde tutuyosun acıh da baa ver. derken birileri bir baska leri nin yazdıgı kagıtları toplarken ust uste koyuyo, bi başka birileri de alt alta koyuyo. biz bu gunki dunyada hem alt alta koyanların hem ustuste koyanların kitaplarını, ve onları oyle okuyanları gorebliyoruz, yani aslında farklılıgın farkındayız. ama yarınki dunyaya bu anlamda ne taşıyablicegizki yan. bu yuzyılardan yarınkilere ne gbi farklılıklar, yani demek istedigm amerika ne yaprsa, evlenmeden boşanmaya, cocuk yetistirmeden tv yayınları, avrupalı ressamlar, dogunun dogruluk felsefesi tırnak icinde butun bu farklılıklar her birimiz icin aynı olan farklı şeyler, halbuki herbirimize farklı gelen aynı şeylere ihtiyacımız yokmu?
edebiyatı guclu olması icin bi dilde cok sesli sozcuklerle eş sesli sozcuklere bagımlı diilmiydik? 1984 te bu konudan bahsetmiyomuydu G.Orvel?