soguk ve karanlık bir gece diildi, hatta gece hic diildi. romantik momantik bi aksam ustu bile olamıyacak kadar sabahın körüydü... hayır hayır bu olmadı, romantik bir gece olması gerek..
"nehrin kenarında iki kucuk cocuk bir ornek giyinmis tek farkları boyları annelerine dogru kosarken farkettim gelisini" ııh bu da fazla romantik napıcaksın ardındaann evlenicekmisn. basit kesir nedir bilirmisn? demek geldi icimden. ogrenci sehri ne de olsa yuzde doksan talebedir. derken onumden gecip giden bir fırsat daha. yarın bu bir is adamı olacak, izledigim nehir gögu delen plaza, iki kücük cocukta binanın dibine dikilmis gostermelik bitki, agac, toprak herneyse. cebimden telefonumu cıkartıp cevirebilecegim o kadar cok numara varki, 9 üzeri 'i' mi ne.. bi cogu da karşısında beni buldugu icin mutlu olur hatta.. ne garip. o plazalar kadar yuksek olmasa bile bi kac kat yukarıdan caddeye bakınca cok fazla yanlız insann goruyosun ironi irenc bi kelime. ironiyle mantık tek yumurta ikizleri iki dişi. birbirnden farklı diyen bi kac düzine insan bulunablir? 4. kattan torunlarını izleyen bir ihtiyar, bütün gece gözüne uyku girmemesine ragmen balkonda. apartmandan gelen kapı seslerine actıgı sırada kapıyı, kapıcıyla karslastı gasteyi ilk once kapma oyununna basladı, gözlerindeki uykusuzlugun cevabı olarak kapıcıya: "sen hic baykusa sarıldınmı?."