Ses yoktur. Yaprak kıpırdar, kuslar öter ama ses yoktur. Nehrin taşları akan suyu döver, toprak testi hüşu ile eyer başını Çerkez gelin su koyar. Saki bekler. Saki kenarda nehir yolunu boşaltsın diye Çerkez kızını bekler.
Su sofraya gider, saki nehre iner. Buzgibi su sogutmustur şarabı. Bir gun once bıraktığı emanetini teslim alır. Ağır ağır meclise ilerler.
meclisete herkes onu bekler. İş dısarda, eş dısarda, ses yok havada. Yaprak kıpırdar kuşlar öter ama ses havada. Mecliste aşk bekler. Saki yolda…
kimse konuşmaz. Saki iceri girer, en kıdemsizin yanından gecer, halka halinde dizlien bekliyenler onu izler. Bu srada kainat döner.
saki ortaya gelir zeybek dizi yeri öper. Gözleri meclisin misafirine doner.. bekler… misafir basını eger gözunu eger destur verir derki başla.. ses yok havada.
saki güğümden kan kırmızı şarabı boşaltır, koca testi çalkalanır. Bütün bekliyenler onu izler. Şarap doğudan batıya döner..
Saki ayağa kalkar misafire ilerler. Ellerini birlesik tutarki misafirin ellerine deymesin, uzatır bir yudum ikram eder. Misafir ellerini yakın tutar ve kadehi alır. İçer. Bir yudum icer ve geri uzatır. Saki kadehi alır bir adım sola geçer. Saki sola geçer, elindeki kadehi bir dudak payı döner..
misafiri davet edene ikram eder. Ellerini birleşik tutar ki elleri deymesin, usuldendir. Meclisin kıdemlisi alır bir yudum içer. Geri uzatır. Kimse konuşmaz herkes izler. Saki bir sola bir sola bütün cemiyeti döner.
Tam üç tur. Herkes birer yudum içer. Konuşmaya gerek yoktur. Kaş göz oynamadan konusan bakıslar her şeyi ifade eder. Her şey aşk tır. Kaş göz oynatmak ayıptır. Cezası oldukça ağardır. Bir sonraki meclise çağırılmamaktır. Bu, parmakla gösterilemye dalalettir. Yerin dibine girmektir.
Üç tur biter, kıdemli kişi ayağa kalkar. Soze başlar şiirini söyler. O cemiyetin gundemi o şiirde belirlenir. Herkez hafızasını yoklar. Şiirsiz söz edilmez. Cumlelerde kafiyeden vazgecilmez.
Kainat döndü, dünya döndü, şarap döndü, elinde kadehle saki döndü, her durakta ayrı dudak kadeh döndu, şairin dili, cemiyetin başı döndü artık sıra güğümdedir. sırtına aldığı şarabı bülbül yuvası küçücük kadehlere pay etmeye, davetlilerin şiirleri arasında gezdirmeye başlar.
Sakiden şarap istenmez, sakiyle laubali olunmaz, yüzler gülümser şiir le döner diller, dili dönmeye müsait kış cemiyetlerinde meclisten sonra eve dahi gidilmez. Sokakta sarhoş olunmaz.
Bu gün o meclis kurulmaz. Ne o meclise cemiyet ne o cemiyete aşk ne o aşka şiir ne o şiire hizmeten bir saki bulunmaz. Öyle dönen de yok öyle görende yok. Parçalanmış hayallerimizde canlandıramadığımız kimliklere binaen kurulu bir odamız var. Aynalarımızdan kendimizi yakalamyı, bakarak konuşmayı beceremediğimizde ayıplamayı amaç edindik. Işıklarımız bize yol göstersin, hayal edemediğimiz silüetimizi çizsin. Varsın kıpırdayacak yapragımız dalında ötecek bülbülümüz olmasın. Müstahaktır bu 4 köşeye aynalı beyit bize altın kafes oluversin.